25 Şubat 2011 Cuma

1954 Skinner (BDE-Programlı Öğretim-Öğrenme Bilimi)

Programlı Öğretim :Programlı öğretim Skinner’in pekiştirme ilkeleri esas alınarak ortaya atılmış bir öğretim tekniğidir. Programlı öğretim temelde öğretimin bireyselleştirilmesi ve hatanın en aza indirilmesi gibi iki önemli yenilik getirmektedir. Programlı öğretim öğrencinin öğrenme sürecine etkin katılmasını, bireysel öğrenme hızına göre ilerleme kaydetmesini ve öğrenme sonucunun anında kontrol edilmesini sağlayan bir öğretim tekniği dir (Demirel, 2004:114).


Programlı Öğretimin Dayandığı Temel İlkeler: Bildiğimiz gibi Programlı öğretimin en önemli savunucularından birisi olan Skinner'e göre pekiştirilen davranışlar öğrenilir. Öğretimin toplu yapıldığı sınıf ortamlarında her davranışın ya da her öğrencinin davranışının tek tek pekiştirilmesi mümkün olamamaktadır. Her öğrencinin öğrenme hızı farklıdır. Bu nedenle öğretimin bireyselleştirilmesi gerekir. Programlı öğretim öğrencilerin kendi hızları ile bireysel olarak öğrenmelerini sağlayacak, programlı öğretim materyalleri ile yapılan bir öğretim yaklaşımıdır. Programlı öğretimin dayandığı temel ilkeleri şu şekilde sıralanabilir:


1. Küçük adımlar ilkesi: Programlı öğretimde öğrenilecek bilgi, her biri kolaylıkla kavranacak küçük birimlere bölünür. Bu küçük bilgi birimleri basitten karmaşığa doğru ve önkoşul ilişkilerine göre aşamalı olarak dizilir.

2.Etkin katılım ilkesi:Her bilgi biriminden sonra öğrencinin kazandırılmak istenen davranışı göstermesi istenir. Öğrencinin davranışta bulunması bir alıştırma veya soru ile sağlanır. Böylece öğrenci öğrenme işine etkin olarak katılmış olur.

3.Başarı ilkesi:Öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrencinin doğru davranışının pekiştirilmesi gerekir. Öğrencinin pekiştireç alabilmesi için soruları doğru cevaplandırması gerekir. Ancak materyalde yer alan soruların öğrencinin cevap verebileceği güçlükte olması ve öğrenciye yeterince ipucu vermesi gerekir.

4. Anında düzeltme ilkesi:Öğrenci yaptığı davranışın doğruluğu hakkında bilgi almalıdır. Eğer öğrencinin cevabı doğruysa bu hem geri bildirim hem de pekiştireç olur.

5.Bireysel hız ilkesi:Öğrenmede bireysel farklılıklar vardır. En iyi öğrenme bireyin kendi hızıyla gerçekleştirdiği öğrenmedir. Bu nedenle öğrenciye kendi hızına göre ilerleme imkanı verilmelidir (Erden ve Akman, 1995:163-164).


Kaynak;http://bote.hacettepe.edu.tr/wiki/index.php/Programl%C4%B1_%C3%96%C4%9Fretim

24 Şubat 2011 Perşembe

1970' ler- Birçok Öğretim Tasarımı Modeli

Akım: Terminolojide değisim.
Öğretim Tasarımı: Farklı öğretim tasarım modelleri.
Katkıda Bulunanlar: Dick & Carey, Eğitimsel  İletisim ve Teknoloji Derneği.
Katkılar: Görsel-isitsel öğretim terimi yerine, eğitim  teknolojisi ve öğretim teknolojisi terimleri kullanıldı.
Bilgisayar Destekli Öğretim (CAI) sistemlerinin  gelisimi sağlandı.
Ek Notlar: Bu sahada çalısan bireyler öğretici medya  ve bilgisayar destekli öğretimin (CAI) eğitim  uygulamalarında asgari etkisi olduğu hususunda  hemfikirdiler. A.B.D. silahlı kuvvetleri öğretim tasarım modellerini benimsedi.


Kaynak;http://ab.org.tr/ab10/bildiri/190.pdf

1965-Gagne (Eğitim Durumları)

Robert Gagne en çok kendisine ait olan Öğretimin Dokuz Durumu ile tanınır. 1916 yılında Kuzey Andover, Massachusetts’te doğdu. 1937 de Yale Üniversitesinden A.B(Edebiyat Fakültesi) kazandı. 1940 da Brown Üniversitesi Psikoloji bölümünden Profesör Dr. unvanını aldıktan sonra Pensilvanya Devlet Üniversitesinin Connecticut Kız Kolejinde Öğretim Görevlisi olarak çalıştı.
Onlarca yıl eğitim ve öğretim tasarımı alanlarına katkıda bulundu. Gagne öğrenme teorisi ile ilgili birçok kitap yazdı, bunların içinde en çok bilineni ise Öğretim Durumları kitabıdır.


Gagne’nin öğrenmenin zihinsel durumlarını açıklayan kitabı “Öğretim Durumları” ilk olarak 1965’de yayımlandı. Bu kitap bilgiyi işleme modelinin, yetişkin bireylere çeşitli uyarıcılar sunulduğunda meydana gelen zihinsel olayları temel almıştır. Gagne, öğrenme durumları ile ilişki kuran ve tarif eden öğretim durumları diye adlandırdığı dokuz adımlık bir süreci ortaya çıkarmıştır.


Öğretim Durumları
1-Dikkati sağlama: Öğrencilerin dikkatini toplama; ilgi uyandırma; teşvik etme.

2-Öğrencilere hedefleri bildirme: Genel bir açıklama yapma öğrencilerin beklentilerini ve motivasyonunu arttırır ve değerlendirme için bir temel olur.

3-Ön bilgileri hatırlatma: Öğrencilere ön bilgilerini hatırlatma; daha önceki kavramların anlaşılmışlığı hakkında araştırma yapmak.

4-İçeriği sunma: İçeriği organize etme, sunma ve örneklerle açıklama, ideal olarak farklı öğrenme stillerine başvurarak birden fazla teknik kullanmak.

5-Öğrenmeye rehberlik etmeyi sağlama: Karşılaştırmaları, anımsama yöntemlerini, örneklemeleri, çalışma durumlarını, grafik örgütleyicileri, harita örgütleyicileri kullanarak öğrencilere destek olmak.

6- Davranışı ortaya çıkarma: Öğrencilere fırsatlar tanıyarak onların bu noktada bilgileri öğrendiğini ve yeni konuya hazır olduklarını ispatlamalarını sağlamak.

7-Dönüt sağlama: Öğrencilere doğru dönütler sunmak ya da kişisel testler vasıtasıyla dönüt sağlamak.

8-Performansı değerlendirme: Öğrencilerin konu ile ilgili bilgilerini değerlendirmek.

9-Kalıcılığı ve transferi sağlama: Bir sonraki konudaki bilgileri kazanılmış bilgilerin üzerine inşa etmek.

Kaynak:http://www.donusumkonagi.net/makale.asp?id=6739&baslik=gagne_nin_o%C4%9Fretim_durumlar%C4%B1_modeli

1963-Glaser (Ölçüt Tabanlı Testi Geliştirmesi)

Temel Öğretim Modeli : Model ,istem yaklaşımıyla geliştirilmiş, öğrenme öğretme sürecindeki çok sayıda olgunun,kavramın, ilkenin örgütlenmesi ve sürecin basit olarak algılanmasını sağlayan bir modeldir. Temel öğretim modeli öğretim sürecini dört temel öğeye ayırmaktadır.Bu öğeler;
  • Öğretim Hedefleri
  • Giriş Davranışları
  • Öğretim İşlemleri
  • Değerlendirmedir.
Temel öğretim modelinin ilk öğesi öğretim hedefleridir.Hedef öğretme süreci sonunda öğrencilere kazandırılmak istenilen özellikleri gösteren ifadelerdir.Öğrenme-öğretme sürecinin planlanması ve uygulanması için en önemli aşama hedeflerin belirlenmesidir.Modelin ikinci öğesi giriş davranışlarıdır.Glaser ' e göre hedefler ulaşmak için öğretim yöntem ve tekniklerinin,materyallerinin seçilmesi öğretim yaşantılarının düzenlenmesi bu öğeyi oluşturmaktadır.Modelin son öğesi değerlendirmedir. değerlendirme süreciyle öğretimin kısa ve uzun süreli etkisi ortaya konmaya çalışılır. Glaser bu amaçla hem norma dayalı hemde ölçüt dayanıklı testleri önermektedir.Dönüt süreci ile programdaki eksiklik ve aksaklıklar bulunarak öğretim sürecinde gerekli düzenlemelere gidilir, öğrenci davranışlarındaki eksiklikler tamamlanır.


1950'ler Bloom Taksonomisi(Sınıflandırma)

Bu çalışmada sadece bir sınıflandırma şekli olan Bloom’ un Taksonomisine yer verilmiştir. (Taksonomi, sınıflandırmanın diğer bir adıdır). Bloom’ un Taksonomisinde 6 düzey yer alır ve her düzey kişiden farklı bir düşünce tarzı gerektirir. Öğretmenlerin her türlü bilişsel işlemi ele alabilmesi için sorduğu sorularda bu 6 düzeyin tümünün de yer alması gerekir. Hiyerarşik olarak sınıflanmış bu 6 düzey aşağıda verilmiştir:


1.Bilgi
2. Kavrama
3.Uygulama
4.Analiz
5. Sentez
6. Değerlendirme


1. Düzey: BilgiTaksonomide yer alan ilk düzey öğrencinin bilgiyi tanıması veya hatırlamasını içerir. Burada öğrencinin bilgiyi maniple etmesi (beceriklice kullanması) istenmez, fakat onun sadece öğrenildiği şekilde hatırlanması istenir. Bilgi düzeyindeki bir soruya cevap verebilmesi için öğrencinin daha önce öğrendiği gerçekleri, gözlemleri ve ifadeleri basitçe hatırlaması gerekir. Bir bilginin aynen hatırlanması birçok nedenden dolayı önemlidir. Bilgi veya hafıza düzeyi diğer tüm düşünme düzeyleri için kritik öneme haizdir. Önemli olmasına rağmen bilgi düzeyinin birçok zararı da vardır. Bunlardan en önemlisi öğretmenlerin onu aşırı kullanmalarıdır. Öğretmenlerin sordukları soruların (hem ders işlenişlerinde veya sınıf tartışmalarında ve hem de sınavlarda) birçoğu bilgi düzeyine girer. Bu düzeye ait soruların diğer bir dezavantajı da hızlı bir şekilde unutulmalarıdır. Üçüncü zararı ise bu tür soruların bir konu ile ilgili derinlemesine olmayan kaba bilgileri ölçüyor olmasıdır. Ayrıca bilginin papağan gibi tekrarlanması gerçek bir anlayışın göstergesi değildir.


2. Düzey: Kavramaİkinci düzey soruları, öğrencilerin öğrendikleri materyalleri akıllı bir şekilde organize edip düzenlemelerini sağlayacak kadar öğrenmiş olmalarını gerektirir. Öğrencinin soruyu cevaplayabileceği gerçekleri seçmesi gerekir. Kavrama düzeyindeki bir soruyu cevaplayabilmesi için öğrencinin hatırlamadan daha ileri olan bir düşünme seviyesine geçmesi gerekir. Öğrenci materyali kavrayıp tekrardan ifade etmeli ve onu kendi kelimeleri ile ifade edip karşılaştırmalar yapmak için kullanabilmelidir.


3. Düzey: UygulamaÖğrencilerin sadece verilen bilgiyi aynen hatırlamaları veya hatta öğrendiklerini kendi cümleleri ile ifade edip izah etmeleri bile yeterli değildir. Öğrencilerin bilgileri uygulayabilmeleri de gereklidir. Öğrencilerin daha önceden öğrendikleri bilgileri kullanarak farklı bir problemi çözmelerini isteyen sorular Taksonominin 3. düzeyi olan uygulama düzeyine aittir.


4. Düzey: AnalizAnaliz soruları öğrencilerin kritik ve derinlemesine düşünmelerini gerektiren yüksek dereceli sorulardır. Analiz soruları öğrencilerin 3 çeşit bilişsel işleme girmesine neden olur: Öğrenciler hareketi sağlayan nedeni, nedenleri, ve /veya özel bazı şeylerin oluşum nedenlerini ifade ederler. Öğrenciler uygun bilgileri değerlendirip ve analiz ederek bu bilgilere bağlı olan sonuca ve genellemeye varırlar. Öğrenciler bir sonucu veya genellemeyi analiz ederek onu destekleyen veya ret eden kanıtları bulurlar. Birçok farklı cevabın mümkün olması ve cevaplanabilmeleri için fazla süre gerektirmeleri analiz sorularının yüksek dereceli sorular olduklarının bir göstergesidir. Analiz soruları öğrencilerin kritik düşünmelerini geliştirdikleri için çok önemlidirler.


5. Düzey: SentezSentez soruları öğrencilerin orijinal ve yaratıcı düşünmelerini isteyen yüksek dereceli sorulardır. Sentez soruları öğrencilerin ürünler, desenler ve fikirler ortaya çıkarmalarını gerektirir. Bu sorular öğrencilerin deneyler düzenlemelerini ve hipotezleri test etmelerini sağlar. Sentez soruları öğrencilerin 3 çeşit bilişsel işleme girmesine neden olur:


• Öğrenciler orijinal iletişim şekilleri oluştururlar.
• Öğrencilerin, yordama yapmalarına neden olur.
• Öğrencilerin problemleri çözmelerine neden olur.


Sentez soruları uygulama soruları gibi tek olan cevaba değil, bunun yerine birçok farklı yaratıcı cevaba müsaade eder. Bu özellik sentez sorularını uygulama sorularından ayıran önemli bir özelliktir. Öğretmenler sentez sorularını kullanarak öğrencilerin yaratıcı becerilerini geliştirebilirler. Sentez soruları materyalin tam olarak öğrenilmesini gerektirir. Öğrencilerin tesadüfen yaptıkları tahminlerle sentez sorularına cevap vermelerine izin verilmemeli, tahminini daha önceden öğrendiği bilgilere dayandırması sağlanmalıdır.


6. Düzey: DeğerlendirmeTaksonominin son düzeyi değerlendirmedir. Değerlendirme analiz ve sentez gibi yüksek dereceli düşünmeyi gerektirir. Değerlendirme sorularının tek bir cevabı yoktur. Öğrencinin kendi fikir ve düşüncelerini kullanarak herhangi bir konudaki fikir, amaç, probleme bulunan cevap, işlem, metot veya ürün hakkında karar vermesini ve verdiği kararları savunmasını gerektirir. Pek tabidir ki insanlar bir karar alırken objektif kriterler ve kişisel değerlerin bir kombinasyonunu kullanırlar. Değerlendirme sorularında öğrencilerin bir standart kullanmasının sağlanması gereklidir. Aksi takdirde öğrenciler nedenlere dayanmayan kararlar alabilirler. Öğrenciler arasında standart farklılığının olması doğal ve makuldür ve bunun sonucu olarak farkı cevaplar da olacaktır.


Kaynak;http://ckeris.blogcu.com/bloom-taksonomisi-siniflamasi/3352808